Yaşamış olduğumuz dünya ve çevremizi göz önüne alacak olursak stresli bir hayat döngüsü içerisindeyiz.
Sabahları yorgun mu uyanıyorsunuz? Kısa bir mesafe olsa da yürüdüğünüzde çabuk mu yoruluyorsunuz? Doktora gittiniz bir çözüm mü bulamadınız? Anlattım anlamadı derdimi mi dediniz? O zaman ağrılarınızın sebebi psikolojik olabilir. Bazen ortada hiç sebep yokken kişi ağrı çekebilir. Bunun altında genelde duygusal sebepler yatar. Fizyolojik durum ortadan kalksa dahi ağrı devam edebilir. Bu tür ağrılara somatik ağrı yani psikolojik ağrı denir. Tabi ciddi derece geçmeyen ağrılarınız var ise doktora görünmeniz şarttır. Bedenimizde ağrı hissettiğimizde aslında bize sinyal veriyor, burada bir problem var demeye çalışıyordur. Stres yaptığınız zamanlarda midenizin veya başınızın ağrıması gibi düşünebilirsiniz.
Yapacağınız meditasyonlar, telkinler, olumlama cümleleri ile üstesinden gelebilirsiniz. Stresli olup uyuyamadığınız zamanlarda yastığınıza damlatacağınız birkaç damla lavanta yağı rahat uyumanıza olanak sağlayacaktır. Uykuya dalmaya zorlandığınız zamanlarda kısa süreli bir uyku meditasyonu, bir frekans dinlemek mışıl mışıl uyumanıza sebep olacaktır. Bu küçük tavsiyeler ve bilgiler herkesi “tedavi” etmez, edemez mümkün değil. Bu paylaştıklarım sizlere sadece içinizdeki isteği, yeteneği, derinlerde var olan, iyi olan “sizi” uyandırarak, kendinizi tedavi etme sürecinde yardımcı olacaktır.
Tam sağlıklı bir bütün olabilmemiz için bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu dengede tutmamız gerekmektedir keza hayatımızı da. Bedenimize iyi bakmak zorundayız. Hem kendimiz hem de hayatımız hakkında, zihnimizde, bilinç altımızda her zaman olumlu düşünceler bulundurmalıyız, ekmeliyiz. Duygularımızla ilgili çalışmaya başlayana kadar onların zihnimizde ya da bilinç altımızda ne denli derin yerlere yerleştiğini, aslında derinlerde olumsuz olarak birikenlerin bize ne kadar zararlı olduğunu anlayamıyoruz. Esas gücün kaynağı yaşadığımız andadır, şu an ki hayatımızdadır. Şimdi ve şu andadır, beynimizdedir, zihnimizedir. Hangi durum içerisinde olursanız olun, bugün şu anda bunu değiştirebilirsiniz hem de hemen. Eski, size zarar veren, başkasının size direttiği, mantıksız ve saçma düşüncelerinizden kurtulmaya başlayabilirsiniz.
Hemen şimdi, küçük bir başlangıç yaparak farkı görebilirsiniz.
Gözlerinizi kapatın ve kendinizi rahat hissettiğiniz bir pozisyon alın. Zihninize gelen tüm düşünceleri geldikçe gönderin. Her şeyi zihninizden silmeye ve o an durulmak için kendinize izin verin. Nefesinize odaklanın, ardından bedeninize odaklayın. Kontrol etmeye çalışmayın sadece bedeninizi dinleyin. ‘An’a odaklanın…
Küçük bir bebekken her şey bizler için mükemmeldi evrenin merkezi gibi hissediyorduk, mutluyduk, her istediğimiz oluyordu. Çok yürekliydik, istediklerimizi çekinmeden dile getirebiliyor ve duygularımızı açıkça ifade edebiliyorduk. Kusursuz olduğumuzu biliyordunuz ve bu da varlığımızın gerçeğiydi. Geri kalan anlamsız ve saçma şeyleri sonradan öğrendiğimiz için bunları kolayca unutabiliriz emin olun. Tek ihtiyacımız bunu tekrar hatırlamak. Genellikle başkasının görüşünü benimser ve bu görüşü kendi inanç sistemimizle birleştirir ve buna inanırız. Bu diğer inançlarımız için de geçerlidir. Çocukken eğer bize dünyanın çok ürkütücü bir yer olduğu öğretilmişse duyduğumuz her şeyi bu inancımıza uygun bir biçimde algılar, alır kabul eder ve bu görüşün doğru olduğuna inanırız.
“Yabancılara asla güvenilmez.”
“Hava karardıktan sonra sokakta olunmaz, sokağa çıkılmaz.”
“İnsanlar seni kandırır, aldatır.” gibi düşünceler zihnimizi ele geçirir ve yer eder.
Diğer yandan çocukluğumuzda bize dünyanın güvenilir ve yaşamaya değer bir yer olduğu öğretilmişse daha güzel şeylere inanır ve yaşarız.
“Sevgi her yerdedir.”
“İnsanlar birbirlerine dostça ve sevgiyle yaklaşır.”
“Para konusunda endişe duymama gerek yok.”
Ve daha niceleri. Yaşam deneyimleri inançlarımızın aynasıdır. Sözcüklerinizi ve düşüncelerinizi değiştirmeye istekli olun ve yaşamınızın değişmesini izleyin. Yaşamınızı denetim altına almanın yolu sözcük ve düşünce seçiminizi denetlemekle ve değiştirmekle gerçekleşir. Sizden başka hiç kimse sizin zihninizden geçenleri bilmez, derinlerde yatan düşüncelerinizi bilemez.
Mesela gün içerisinde bir kelimeyi veya cümleyi 3 kereden fazla söylüyorsanız eğer bunu mutlaka not alın, bu kelime ya da cümle sizin için artık kalıplaşmıştır. Haftanın sonunda, ya da istediğiniz zaman listenizi bir kontrol edin. Kullandığınız kelimelerin veya cümlelerin hayatınızla, hatalarınız veya iyi olanlarla nasıl uyuştuğunu görüp şaşıracaksınız. Yazdığınız kelime veya cümleler duygularınızın, içinde bulunduğunuz durumun özeti gibi olacaktır.
Metafizik sözcüğünün fiziğin ötesine gitmek, arkasındaki zihinsel nedeni araştırmak anlamına geldiğini unutmayın. Örneğin bana kabızlık sorunuyla gelecek olursanız, ben sizin kısıtlamalara inandığınızı ve bu yüzden de yerine konmama korkusu nedeniyle hiçbir şeyin bedeninizden çıkmasına izin vermek istemediğinizi, bundan zihinsel açıdan çok korktuğunuzu anlayacağım. Bu aynı zamanda eskiye, geçmişin acı dolu anılarına sıkı sıkı bağlı olduğunuz ve bunlardan kurtulmak istemediğiniz anlamına da gelmektedir.
Zamanla pazarlık yapmayın, olumsuz duygularınızın sizde ne kadar zamandır kök saldığını bilemezsiniz.
Harika olduğunuzu unutmayın!
İstediğiniz her şeyi fethedeceğinizi unutmayın!
Kendinizi daha çok sevin!
Kendinize daha çok güvenin!